Ne ayaktır
şu "köşeyazarı"?
Bir tartışmaya giriyoruz ki, Allah sonumuzu
hayretsin. Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün
köşeyazarlarına karışılıp karışılamayacağını sorması, belki
de dünya üstünde yalnızca bizde bulunan bu tuhaf konumun sorgulanmasına
vesile yaratır. (Ben elimden geleni yapayım da... Hem böylece
Özkök de ne zamandır ilk defa hayra vesile olmuş sayılacak.)
Köşeyazarlığı nedir? Dünyada ve Türkiye'de, tarihte ve bugün
olmuş veya olan her şeyi bilen ve bize akıl veren, tavır öneren
bu biyonik zihnin günlük gazete gibi bir ortamda sürdürdüğü
icraat meşru mudur? Niye bu iş sırf bizde var? "Mayınlı
alan"a dalıyorum, olacaklardan sorumlu değilim.
TIKLAYIN
"Köşeyazarı"
gereksizdir
Ortalama köşeyazarı, aslında bizden çok
daha fazla bilgisi görgüsü, birikimi, bakış zenginliği olan
biri değil. Toplumca köşeyazarını oturttuğumuz konum bu yüzden
komik de. Aramızdan birini seçip yukarı oturtuyor ve bize
akıl vermesini istiyoruz. Niye? Çünkü biz muhakeme yürütecek
donanımı edinmek istemiyoruz. Kendimiz adına düşünmeyi lüzumsuz
zahmet olarak görüyoruz. Öte yandan, tepkilerimizi, itirazlarımızı,
rizikosunu da göze alarak bizzat dile getirmeye cesaretimiz
yetmiyor. Birileri bizim adımıza kızdığımız kişilere küfretsin,
hakaret etsin istiyoruz. Oysa haberin ötesinde tek ihtiyaç,
"uzmanca" yazılardır.
TIKLAYIN
Köşeyazarı
zararlıdır ilâveten
Biz, günlük gazetede, ele aldıkları konular
hakkında kendi önyargıları, kompleksleri, maksatları dışında
pek bir şey bilmeyen insanların hezeyanlarını okumak zorunda
mıyız? Değiliz. Ya da, kendi tercihlerini bize biricik gerçek
olarak dayatsınlar diye birtakım insanlara zihnimize el atma
hakkının verilmesi meşru mudur? Değildir. Avrupa ınsan Hakları
Mahkemesi'nin, Refah Partisi'nin kapatılmasını doğru bulması,
1 Ağustos'ta bütün gazetelerin manşet haberiydi. Bir gazetenin,
Hürriyet'in, bu konuda yazmış belli başlı yazarlarının köşelerini
turlayalım. Ve bakalım, bu köşeyazıları bize neler anlatıyor,
nasıl anlatıyor?
TIKLAYIN
İSMET
BERKAN'LA KIBRIS'I TARTIŞIYORUZ...
Kıbrıs yönünde ufuk açmak...
Radikal Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan,
Ankara'nın Kıbrıs'ta sahiden çözüm arayıp aramadığını soruyor.
"Mızıkçılık mı yapıyoruz?" diyor. Ben de, nâçizane,
cevap veriyorum.
TIKLAYIN
Acı
gerçeği bilerek konuşalım
Tamam, Kıbrıs konusu sıkıcı gelebilir.
Ama bu konu yüzünden geleceğiniz kararabilir. Şu anda idrak
edemiyor olabilirsiniz, ama hepimizin başına sıkı belâlar
gelebilir. Bu yüzden, azıcık sıkın.. dişinizi... ve ne olup
bitiyor bir bakın. Radikal Genel Yayın Yönetmeni ısmet Berkan,
okur ilgisi uyandırmayacağını bile bile ısrarla bu konuyu
işliyor. Helâl olsun. Lâkin kendisine ciddî itirazlarım var.
Bu, pek onun sergilediği gibi bir iyi niyetle ele alınabilecek
bir mevzu değil. Aslında bütün toplumumuzun çıkarıyla derin
devlet politikalarının karşı karşıya geldiği, belki de en
hayatî sorunlardan biri. TIKLAYIN
...GÜNDÜZ
AKTAN'LA TARTIŞAMIYORUZ
Muhalefet yasak, Dışişleri ne derse
o!
Radikal yazarı Gündüz Aktan, Türkiye Cumhuriyeti'nin
resmî dış politikası hakkında eleştirel ve muhalif görüş istemiyor.
Bunları yasaklıyor Gündüz Bey. Eleştirel olanlar, takıntılı,
bilgisiz insanlar. Gündüz Bey'in bildiklerini bilseler, onlar
da resmî tutuma sarılacaklar. Güle güle Gündüz Bey, biz size
engel olmayalım.
TIKLAYIN
O
halde köşeyazarı, "gazetenin Reha Muhtar'ı"...
Radikal'de (20 Ağustos) Hızır
Tüzel'in Reha Muhtar'la bir söyleşisi yayımlandı.
"Türkiye'nin en çok izlenen haber bülteni"nin
mucidi, tasarımcısı, uygulayıcısı"
Reha Muhtar'ın bu söyleşide yeralan bazı
sözleri, "köşeyazarı nedir?"
tartışmasına ilginç boyutlar katabilir.
TIKLAYIN
|