Madem maksat Show Haber'e benzemek, yapılacak iş belli Milliyet'e Reha Muhtar gelsin İnsan bir pazartesi günü daha ne ister? Yeni bir haftaya başlıyorsunuz, bir elinizde çay-kahve, bir elinizde Milliyet gazetesi, umurunuzda mı pazar ertesi? Kadın kontenjanı ilk sayfadan cömertçe kullanılmış. Cansu Dere hanımın bacak, Melisa Ağca hanımın, fotoğrafın küçüklüğünden ötürü azıcık güme gitmiş olan fakat içeride telâfi edilen göğüs dekolteleriyle, Afganistan'sız, Kıbrıs'sız, şunsuz bunsuz bir sabah. Cansu Dere'nin Milliyet ilk sayfasına kuruluvermesi, şüphesiz önemli bir haber nedeniyle. "Onu Shakespeare bile kurtaramadı" diyor Milliyet. Vah vah! Güzel kızmış. Pek de genç... derken, anlıyoruz ki, Cansu Dere, "sevgilisi Okan Bayülgen sayesinde kendini entelektüel açıdan çok geliştirdiğini" söylemiş, Shakespeare okuduğunu anlatmış, "ancak bir süre sonra bu 'entel' sohbetinden sıkılıp, klasik manken polemiğine" girmiş, "Podyum aptal dolu. ısim vermeye gerek yok. Onlar kendilerini bilir," demiş. Evet, haber bu. Bu kadar. Birinci sayfada bitiyor. ıstte "Cansu Dere'den inciler", altta "Onu Shakespeare bile kurtaramadı" denmiş. Bu, Milliyet'in ilk sayfasıdır... Çevirelim o halde. Bu kadar saf olamazsın, Nefise! ıkinci sayfanın tepesindeki büyükçe haberden, Nefise Karatay'ın "evlilik yolunda" olduğunu öğreniyoruz. Ay! Kiminle, kiminle? "Popçu Gülşen'in eski kocası Murat Varol"la. Şahıs, resimaltında (onun fotoğrafı tabiî küçük, Nefise dururken!) "ünlü mankenlerle yaşadığı aşklarla tanınan Murat Varol, Deniz Akkaya ve Ayşe Hatun Önal'la kısa süreli ilişkiler kurmuştu" diye tanıtılıyor. Şimdi "ciddî bir ilişkileri" varmış, vesaire. Bu kız galiba aklını başına zor toplayacak. Mehmet Ali Erbil vakasından sonra şimdi de "ünlü mankenlerle yaşadığı aşklarla tanınan..." biri. "Ciddî ilişki", "evliliği düşünüyoruz" lafları... Ne diyelim, biz ne karışırız... Aa, Biricik Suden'e bakın! Zaten sayfanın altındaki haber daha ilgi çekici: "Küçük babanın büyük aşkı". Dündar Kılıç'ın 18 yaşındaki torunu, 38 yaşındaki "sosyetik güzel" Biricik Suden ile birlikteymiş. Görüyor musunuz işi? Alaattin Çakıcı'nın öldürttüğü Uğur Kılıç'ın oğlu, Onur Özbizerdik ile bazı gece kulüplerini dolaşmış Biricik Suden, sonra Arto'yu dinlemeye gitmişler. E, bu durumda ilişkiden şüphe edemeyiz; oraya gidilince tescil ettirilmiş de oluyor... Bu haberin içinde gazetecilerin ilgisini çekebilecek bir ayrıntı da var: Onur Özbizerdik ile Biricik Suden'in fotoğraflarını çekmeye çalışan muhabirlerin filmleri, 147 (Eski Havana) adlı eğlence yerinin korumaları tarafından "kor kullanarak" alınmış. Ama tabiî biz buna takılmayacağız. Milliyet'in çizdiği yoldan gidiyoruz. Yalnız pek o kadar sabır gösteremediğimiz için, arka sayfaya atlayıveriyoruz. O da nesi?! "Dikkat!" deniyor manşette, "'Özel kadın' polis çıkabilir!" Hangi "özel kadın"? Ne oluyor? Valla bence de çok dikkat edin Fahişe kılığındaki polisler "tutuklayıveriyor"muş. Sokaklarda seks ticaretini önlemeye kararlı olan Emniyet, müşterilerin de gözünü korkutmak için adamları gözaltına alma yöntemini seçmiş. Milliyet, "dikkat!" dediğine göre, her an bizim de başımıza gelebilir. E, Milliyet okurlarının büyük bölümü sokaklarda kadın arıyor ya geceleri! Hoş zaten arasalar da onları ilgilendiren bir hal yok, çünkü bütün bunlar Londra'da oluyormuş! "Londra'da çapkınlık yapmayı düşünenler" diye başlayan spotuyla bu haber, tam da bir Türk gazetesinin arka sayfasına manşet olmayı hak ediyor. Neme lâzım, dikkat! Britney büyümüş... orman vahşi... Bu haberden çabuk ayrılıyoruz, zira yanda göz alıcı bir Britney Spears fotoğrafı var. Hani, internettekiler kadar değilse de... Britney Spears, biliyorsunuzdur, internette erkek fantezilerini aburcuburla beslemeye çalışanların gözdelerinden. Yapılmadık fotomontajı, sergilenmedik bir tarafı kalmadı. Fakat o da nesi? Milliyet diyor ki: "Büyüdü de çıplak pozlar bile verdi". Nasıl yani? Durun, spotta izah ediliyor: "20 yaşındaki Britney Spears, Rolling Stones dergisindeki pozlarıyla büyüdüğünü kanıtladı". Nasıl kanıtlanıyormuş bu? Spotun altındaki bir boy küçük spotumsulardan biri de bu mevzua hasredilmiş: "...artık büyüdüğünü gösterdi". Kimmiş acaba Milliyet'te Britney Spears'ın "henüz küçük" olduğunu düşünen, halbuki şimdi madem çıplak poz verdi, artık günah gitti, diyen? Buna takabilirdim de, allahtan resimaltı imdadıma yetişti. Şu lafı okuyunca çıkıp beş dakika hava almak ile doğalgaz hortumunun ucuna uzanmak arasında gidip geldim: "Britney Spears, ... doğanın vahşiliğini çağrıştıran bir orman içinde pozlar verdi". Adamlarda ne ormanlar var birader! Baksanıza nasıl çağrıştırmış... Kadın kısalmış mı incelmiş mi? Neyse, Britney'in memelerine fazla takılmadan gözlerimizi sayfanın başka bir yerine kaydıralım. "Mumyalanarak incel" diyor Milliyet. Prenses Diana'nın güzellik sırrını ıstanbul'da birileri ele geçirmiş, şimdi isteyene uygulayacaklarmış. "Vücut orantılı bir şekilde şekle giriyor"muş bu yöntemle. Tabiî bendeniz yine, orantılı veya orantısız, hiçbir şekilde hiçbir şey anlayamadım, çünkü ılknur Soydaş hanım, resimaltına bakılırsa, "bir saat içinde tepeden tırnağa 35 santimetre incelmiş". Ben mi salağım yoksa "tepeden tırnağa" cereyan etmiş bir "incelme" hadisesinden aslında "kısalma" diye bahsedilmesi gerekmez mi? Ama kadın 35 cm kısalmış olsa buna sevinmezlerdi herhalde. Belki de çepeçevre inceldi; ya da Edirne'den Ardahan'a; bilemeyeceğim artık. "Aşkın'ın aşkı kim?" ve Bangoklu maymunlardan bahseden "Ekmek elden su gölden" başlıklı habere de izninizle takılmayacağım. Komünizmi bir görüşte tanıyan kadın Milliyet'in "Güncel" kategori başlıklı sayfasının reklamdan gerikalan yüzde 60'ını kaplayan Melisa Ağca röportajından bir-iki laf aktarıp bitireceğim. Görüşmeyi yapan Ahmet Tulgar, müşterilerinin "Türkiye'nin servetinin yüzde 10'una sahip gerçek zenginler" olduğunu söyleyen lokanta işletmecisi Melisa Hanım'a, "Peki, sizce birkaç lokanta, bar dolusu insanın, Türkiye'nin servetinin yüzde 10'una sahip olması adaletli bir durum mu?" diye sormak gafletinde bulunuyor. Melisa Ağca yaş tahtaya basmıyor: "Siz galiba lafı komünizme getirmek istiyorsunuz." Ve hemen ekliyor: "Öyle bir şey olmaz." "Neden?" diyor Tulgar, madem muhabbet açılmış. "Çünkü," diye karşılık veriyor Melisa Ağca, "insanlar eşitliği istemezler." Ama Cansu Dere'nin Shakespeare okumasına rağmen manken geyiği yapmasına, Nefise Karatay'ın da münasip şekilde envantere katılmasına, Biricik Suden'in "genç baba" sevgilisine, Britney Spears'ın nihayet büyüdüğüne... dair haberler okumak isterler. Milliyet gazetesini bu haberlerle kaplanmış görmek isterler. Ben "yeni Milliyet"te ne yapılmaya çalışıldığını anlayabilmiş değilim. Rüyamda işaretsiz Amerikan uçaklarının Afganistan'ı değil başka biryerleri bombaladığını gördüm, onu düşünüyorum. Sırf onu mu? Biricik Suden ne yapacak? Oğlan çok genç; hem azıcık da belâlı galiba? Ne olacak Nefise'nin istikbali? Hebâ olup gidecek kız. Cansu Dere'nin Shakespeare ile ilişkisi ne olacak? Britney de büyüdü... Ben meşgûl bir insanım. Bu pazartesi yazısını da salı günü yazdım. Çünkü Milliyet'in başına Reha Muhtar daha mı çok yakışırdı, diye de tartıp duruyorum zihnimde; madem böyle... |