ir türlü açılamamıştım. Bir ağırlık vardı üzerimde. RAM'den olmasın diye endişelendim. Ama sanırım sadece yorgunluktu. Her gün birden fazla kullanıcıyla boğuşmaktan... Tarih ve zamana baktım, haftanın gününü göstermiyordu. Ama masaüstümde uyarı belirmişti bile: şu anda çarş 09:03 25/07/2002'ydi. Derhal fırlamazsam geç kalabilirdim. Sonra, işin yoksa yazıcı kapısından girebilmek için konum yöneticisiyle dalaş, falan...

Bir sonraki servis sağlayıcı on dakika sonraydı; ileriki köşeden binebilirdim. Bu saatte bant genişliği yüksek olduğundan, mâkûl bir veri erişim hızıyla dokuz buçuktan önce modem kapısında olurdum. Oradan şifresiz girebiliyorduk.

Güya sabah erken kalkıp Sanayi'ye gidecektim. Denetim masalarından biri hepten ayvayı yemişti. Yukarı açılır pencerelerimden biri de ne yapsam artık yaylanarak açılmıyordu. Hiçbir şekilde ızgaraya da hizalanmıyordu. Neyse, artık yarına kalmıştı...

Font çantamı alelacele toplayıp fırladım. Neredeyse kalkmak üzereydi. Ekran koruyucu devreye girmeden arka kapıya ulaştım. Tıklayıp girdim, her zamanki yerime oturdum. Tam da yeni bir ağ yöneticisiyle etkileşimde bulunulacak gündü! Bu yorgunlukla...

Neyse pek problem çıkaracağa benzemiyordu. Uyumlu biriydi. Kibardı da. "Rica etsem filmi yeni oynatıcıda açar mısınız," dedi bana. "Görüntü sırasını açayım mı?" diye sordum. "Gerekmez, yalnız lütfen dışa aktarın," dedi.

Sonra beni yeni bağlandığımız server'a gönderdi. Giderken durum iyiydi, ethernet serindi. Ama içeri girer girmez işimin kolay olmayacağını anladım. Karmakarışıktı. Önüne gelen kopyalamıştı birşeyler. Daha fazla arama seçeneği bakınmanın âlemi yoktu. Arama ölçütleri açılmıyordu. Klasörler arasında güçlükle yolumu buldum. Kullanımı kolaylaştırılmış klasör yapılarıyla övünürler bir de! Bari oylumları dizinlemiş olsalar... Nihayet karşıma biri çıkıp, "Buyrun, ben arama yardımcısıyım, nasıl yardımcı olabilirim?" diye sordu. Söyledim derdimi. "O zaman lütfen arama merkezine buyurun," dedi.

Tozlanmış sorgu kutuları ve artık kullanılmayan uyarı mesajları arasında boş yere dolaştıktan sonra tam aradığım anahtar zincirine erişirken, denetim çubuğu bükülmez mi? "Burada halledemeyiz," dediler. "Uzaktan erişimle olmaz mı?" diye sordum. Olmuyormuş. Anlayan biri vardı, baktı, "Hasarlı veya okunamaz durumda," dedi. "Bir arma yap, idare et şimdilik." Genişletme yöneticisine gidip dizinleme zamanlayıcıya adımı yazdırmam gerekliymiş. Gittik mecburen.

O mâkûl davrandı, ama beni numara almam için yolladığı Belgelerim bölümünde arıza çıktı. "Sizin ileri düzey kullanıcı kipiniz eksik," dediler. "Yanıma almamışım," dedim. "Maalesef ağ tarayıcı onsuz çalışmıyor," dediler. "Saptanmış ayarları kullansanız bu seferlik..." diye mırıldanıp kendime acındırmaya çalıştım, "Görse kopyalarız, ama görmüyor bu şekilde," dediler. "Ölçekleyerek ekleseniz?" dedim, "Belgenin sağ ve sol marjlarını aşıyor," dediler.

Bu arada zamanlanmış görevleri son bulduğu için iş yarına kaldı. Yine indim aşağı.

İşi halledemedim, ama gelmişken Diske İlkyardım'a uğradım, arkadaş var orada. Çıkıp biyerlere takılacaklarmış, beni de sürükledi. Kızlar filan da var, çıktık.